15 Şubat 2016 Pazartesi

Ford Grand C-Max 1.5 EcoBoost A/T



 Ford'un C sınıfında sürüş dinamikleri açısından bir devrim yaptığı ilk nesil Focus modelinin ardından ikinci nesilde bu platform üzerine alternatif gövde tipleri sunmaya başlaması sonucu ortaya çıkan C-Max, adının da işaret ettiği üzere bulunduğu sınıfın ölçülerinin azami değerlerini zorlayan bir model. İlk olarak Focus'un ikinci nesliyle birlikte yollara çıkan C-Max, 2010 yılında ikinci nesliyle "One Ford" stratejisinin bir ürünü olarak Kuzey Amerika dahil tüm dünya pazarlarına sunuldu. Bu nesille birlikte sürgülü kapılı, artırılmış dingil mesafesine sahip 7 kişilik Grand modeline kavuşuldu.

 2015 yılında markanın değişen yüzüne uyum sağlamak amacıyla kapsamlı bir makyaj operasyonundan geçen C-Max, yeni bir ön görünüme, iç mekanda önemli değişikliklere ve Avrupa için çok önemli olan küçük hacimli dizel + otomatik (1.5 TDCi 120 beygir + PowerShift) kombinasyonuna kavuştu.




 Dış Görünüm





 Dış mekan isimlendirmesini saçma bularak "Dış Görünüm" başlığıyla yer vereceğim bu bölüme. Bir çok kişinin Aston Martin ızgarası diye karıştırdığı, aslında özbeöz Ford tasarımı olan trapezoid(yamuk) geometrili ön ızgara bütün ihtişamıyla C-Max'in yeni ön yüzünü oluşturuyor. Yenilenen ön farlar ile birlikte neredeyse bu karosere üçüncü nesil C-Max demek bile mümkün olurmuş.




 Krom kaplı ızgara, sürüşe duyarlı mercekli Bi-Xenon farlar, far yıkama ve otomatik park sisteminin bileşenleri olan 6 gözlü ultrasonik park sensörleri, ön kısımda Titanium donanıma özel olarak gelen parçalar.


 Araca yan cepheden baktığımızda, 5 kişilik C-Max'ten farklı olarak 14 santim artan aks açıklığı ve sürgülü kapılar dikkatimizi çekiyor. Grand C-Max'in toplam uzunluğu, arka saçağın da uzatılmasıyla kısa boylu kardeşinden 20 santim fazla.

 Arka kısımda bir değişiklik yapmayı tercih etmeyen Ford, makyaj operasyonlarının karakteristik özelliği olan maliyet odaklı çalışmayı burada yürürlüğe koymuş.


 Titanum donanıma özel olarak gelen -bir hayli- çok kollu 17" ebadındaki alaşım jantların şık görünümün yanında konfor ve sürüş bölümlerinde değineceğim üzere sürüş kalitesine de olumlu yönde yansımaları oluyor.

İç Mekan 





 Bir takım çevrelerin tabiriyle (en azından benim arkadaş grubumda) Alien'a benzetilen, birbiriyle açısal olarak bağıntısız, orantısız parçalardan oluşuyor diye itham edilen - ki benim çok beğendiğim bir tasarım olan - konsolda bu parçalar mevcudiyetini korurken, konsolun göğüs kısmında düğme azaltımına gidilmiş ve Titanum donanımına özel olarak 8" ebadında ekrana sahip SYNC II bilgi&eğlence sistemi gelmiş. 









 Klima kontrolleri de güncellenen ön konsolda, özellikle radyo kumandalarının sadeleştirilmesi hayatı epey kolaylaştırmış.


 Direksiyon simidi de değişimden nasiplenmiş; 3 kollu bu yeni tasarımda sol kolda araç bilgi ekranını, sağ kolda medya sistemini kumanda ediyorsunuz. Sol kolun altında yer alan ilave kumanda setinde de hız sabitleyici fonksiyonları bulunuyor.

 Hız ve devir saatlerinde bir değişiklik olmazken bu iki parçanın arasında yer alan yol bilgisayarının 4" ebadındaki TFT ekranın çözünürlüğü artmış, grafikleri yenilenmiş.

 Titanium donanımla gelen açık bej rengi kumaş kaplamaların kalitesi bu sınıftaki Fransız örnekler kadar iyi değil. Test aracı olması sebebiyle çok yoğun bir şekilde kullanılan aracın açık renk kaplamaları Haziran 2015'te yola çıktığından beri epey kirlenmiş.


 Montaj ve üretim kusuru olarak dikkatimi çeken konsol göğüsünün üst kısmında, fotoğrafta da görebileceğiniz üzere açılmalar var. Ayrıca SYNC ekranınn üstünde bulunan CD girişinden de sarsıntılı sürüşlerde çatır-çutur sesler çıkıyor. Ancak bu kusurların dışında iç mekanda kullanılan plastik ve kauçuk malzemelerin kalitesi üst düzeyde.




 Orta konsoldaki kolçağın içinde derin bir gözün yanı sıra, AUX, şarj kabiliyeti olan 2 adet USB ve navigasyon sisteminin SD kartına ev sahipliği yapan girişler bulunuyor.

 Grand C-Max'in asıl espirisinin ortaya çıktığı arka yolcu yaşam alanında işler çok karışık, o bölüm için çok sayıda fotoğraf çekmek yerine bir video hazırladım.



Konfor

 
Önceleri -90'lar sonu 2000'ler başı- ses yalıtım yetersizliğinden dem vurulan Ford otomobilleri bu konuyu uzun zaman önce halletti ve C-Max kardeşlerde de durum farklı değil. Benzinli motorun sessizliği ile birlikte yalıtımın da çok iyi olması sayesinde yolculuklar huzurlu, dingin. Telefonuma (Nexus 4) yüklediğim bir gürültü ölçüm uygulaması ile (Bosch iNVH) kış lastikleriye, 100 km/sa hızda, eski bir asfalt yüzeyde giderken görselde gördüğünüz sonuçları elde ettim. Amatörce bir girişim olsa da en azından bir fikir veriyor. İleride bu testleri daha gelişmiş bir mikrofon ile devam ettirmeyi düşünüyorum.



 Test aracının kışlık ayakkabıları GoodYear UltraGrip Performance tipi 215 / 50 / R17 ebatlarındaki lastiklerle dinamik sürüşlerde güven veren, İstanbul'un insafsız çukurlarında ise hiç üzmeyen bir sürüş kalitesi ortaya çıkıyor. Bu konforlu sürüşte kuşkusuz ki arkada da bağımsız olan süspansiyonların etkisi çok büyük.


 Konfor unsurunu göreceli olarak artırıp azaltabilecek bir diğer donanım da koltuklar. Bir aile otomobili olmasından kaynaklacak ki C-Max'in bütün koltuklarının yan destekleri çok zayıf.


 SYNC II sistemi alışınca gayet de sevilebilen ve kullanışlı bir arayüze sahip ancak alışmak kısmını açmamız gerekiyor; örneğin medya sisteminin kaynakları arasında dolaşmak bir o kadar kolayken, navigasyon bölümü de bir o kadar zor ve işleri zorlaştıran gereksiz ayrıntılar içeriyor. Aynı şekilde sesli komutlar da menüde göründüğü gibi kolay değil, komutların ilerleyen kısımlarında sonuca ulaşamadan işlemi iptal etmek zorunda kalıyorsunuz.

 Otomatik farlar, otomatik silecekler, otomatik klima vb. sistemler değişken dış ortam koşullarında sadece sürüşe odaklanmanız konusunda büyük kolaylık sağlıyor ve işlerini çok iyi yapıyorlar.

 Ford'un evvel zamanda Volvo ile olan birlikteliği sayesinde rakiplerinden bir adım önde olduğu aktif güvenlik sistemlerinden aktif şehir içi frenleme, kör nokta uyarısı, çapraz trafik uyarısı, şerit takip sistemi ve sürücü dikkat takip sistemleri Titanum donanıma ilave olan Tekno Paket ile test aracımda da bulunmakta.

 Ford MyKey özellikli eller serbest merkezi kilit ve anahtar sistemi de, yine eller serbest şekilde açılabilen elektrikli bagaj kapağı sayesinde konforu bir üst seviyeye çıkaran özellikler.

Sürüş

 İşte geldik bir kısım tüketicinin en çok önem verdiği bölüme. Gövde panelleri altında artık herkesin kabul ettiği bir ekol olan Focus'un süspansiyon ve direksiyon sistemini paylaşan Grand C-Max 1,500 kg'ı aşan ağırlığına ve ekstra yüksekliğine rağmen yüksek hızlardaki ani manevralarda bile güven veriyor. Direksiyon sistemi sürücü tarafından verilen girdileri doğrudan yola aktarırken bu işleyişin tam tersi istikamette ise yoldaki bozuklukları filtreleyen yumuşak bir geri bildirimi var. Hidrolik desteği orta sertlikte olan bu sistemi yine Fransız aile otomobilleri ile karşılaştıracak olursak onlardan çok daha iyi geri bildirimler veriyor.



 1.5 litrelik EcoBoost motorun 182 beygir güç ve 230Nm maksimum tork veren bu versiyonu Türkiye yollarında bu sınıfta en yüksek performanslı seçeneği teşkil ediyor (Premium üreticilerden BMW ve Mercedes-Benz'te bile C-sınıfı aile araçlarında ülkemizde böyle bir seçenek yok). 6 zamanlı tork konvertörlü otomatik şanzıman, günümüz yeni teknolojisi çift kavramalıların atikliğinde olmasa da geçişler pürüssüz ve kararsız kaldığı bir an yok. Şanzımanın ilk iki oranında patinaj çekme eğilimi gösteren lastikler, Dinamik Tork Kontrolü (TVC) sistemi sayesinde dizginleniyor.

 C-Max'in aynı donanımından 90 kg daha ağır olan Grand C-Max'in test aracımın konfigürasyonundaki ağırlığı 1,507 kg. Bu ağırlık dezavantajı, aerodinamik sürtünme direncindeki farklar ile birlikte kimi zaman İstanbul'un yoğun trafiğinde, kimi zaman yüksek süratli sürüşler yaptığım test parkurumda 100 km'de 10 litre yakıt tüketim ortalaması elde edebildim. Sabit süratli şehirlerarası yolculuk denememde ise bu değeri en az 8 litreye kadar düşürebildim. Otomatik start&stop sistemini de aktif tuttuğumu ve çalışma şeklinden memnun olduğumu da belirteyim.

   

Fiyatlandırma ve Donanım Seçenekleri

 Ülkemize yalnızca en üst donanım seviyesi olan Titanium donanımıyla getirilen Grand C-Max'in bu yazıyı sizlere ulaştırdığım tarih itibariyle "Tavsiye Edilen Kampanyalı Anahtar Teslim Fiyatı (Peşin)" 99,955 TL. Bu donanımın üzerine sunulan tüm opsiyonlara sahip olan test aracımda 7,875 TL'lik X-Paket'in içinde panoramik cam tavan, 
17" alaşım jantlar, anahtarsız giriş ve çalıştırma sistemi, akıllı bagaj kapağı, ısıtmalı ön cam, arka kapılara entegre güneşlikler geliyor. Bi-Xenon farlar için 4,515 TL, güvenlik sistemlerini içeren Tekno Paket'e 7,315 TL ve navigasyon sistemi ile geri görüş kamerasını içeren Navigasyon Paketi'ne 2,955 TL daha isteniyor. Böylelikle aracın fiyatı 122,615 bin TL'ye ulaşıyor. Aracın üzerindeki yaklaşık 22 bin TL'lik opsiyon farkı, Titanium donanımını giriş seviyesi bir donanımmış gibi hissetirecek cinsten.

Uzun Lafın Kısası

 Yenilenen C-Max ürün gamında öne çıkan en önemli gelişme 1.5 TDCi 120 beygir gücündeki motor ve yeni PowerShift şanzımanın buluşması olsa gerek. Yüksek torkuyla yeterli ivmelenmeyi sağlarken, hem otomatik olup hem de çok fazla yakıt tüketmeyen bu seçenek herkesin aklını çeliyor. Ama 1.5 EcoBoost motorun sunduğu 182 beygir güç ve dizel seviyelerine ulaşan torku, aileniz ve sevdikleriniz için katlanmak zorunda olduğunuz ağır, hantal aile otomobili alışkanlıklarınızı yıkacak cinsten. Eğer yakıt tüketimini bir şekilde göz ardı edebiliyorsanız, kışları çabuk ısınan, sessiz, titreşimsiz, konforlu ve performanslı bu benzinli motora bir şans vermenizi şiddetle tavsiye ederim. C-Max veya Grand C-Max'i çok yakında yeni dizel otomatik versiyonuyla da konuk edip, izlenimlerimi paylaşacağım...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder