Diesel etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Diesel etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

23 Mayıs 2016 Pazartesi

Yeni Peugeot 3008



PSA grubunun aslan logolu markası Peugeot, model ailesinin yüzü ve altapısıyla en eski kalan üyesi 3008'i bu kadar beklemeye değmiş dedirtecek şekilde yeniledi.





 308 modelinden çizgiler taşımakla birlikte ilk nesliyle yollara çıktığı zamandaki özgün şeklini koruyarak daha da geliştiren 3008 özellikle arka çamurlukta ilginç tasarım detayları içeriyor. Keza ön kısımda da bu kadar girintili çıkıntılı bir far tasarımını yoldan geçen her arabada görmek namümkün.





 Fotoğraflara bakıp kendinizin kendinizce daha güzel yorumlayacağını düşündüğüm 3008'in dış tasarımını bir kenara bırakıp içeriye geçtiğimizde i-Cockpit'in bu zamana kadarki en şık hali bizleri karşılıyor. 3008'in yine ilk nesliyle ortaya çıkan özgün düğme grupları artık iyice büyümüş ve bu düğme grubunun üzerinde tablet görünümlü geniş bir dokunmatik ekran yerleştirilmiş. Sürücüye odaklı kumanda panellerine yeni bir vites ve sürüş modları kontrol konsolu tasarlanmış. i-Cockpit'in yeni tamamlayıcı parçası ise 12.3 inç ebadındaki dijital gösterge paneli. Markanın 308 ve 208'in yeni modellerinde, alışılagelmişten farklı olarak direksiyon simidinin arkasından yukarıya ve ileriye taşıdığı gösterge panelleri böylece 2016 yılının son modası LCD paneline de kavuşmuş oldu. 



     


 EMP2 modüler platformu üzerine kurulu olan yeni 3008'in 100 kg hafiflediği vurgulanıyor. Bu platformun (ve aslında otomotivde her yeni platformun) getirilerinden biri olarak aksa açıklı 80mm artırılmış ve böylece yaşam alanı dediğim yere çok daha fazla geniş hacimler sunulabilmiş. Bu sınıf modellerde bakılan en önemli ölçülerden biri olan bagaj hacmi önceki nesile göre 90 litre artarak 520 litreye ulaşmış.




 Kaputun altında önceki 3008'den farklı olarak artık 1.2 litre turbo PureTech 130 beygirlik ünite de yerini almış. Ülkemizde hali hazırda satılan ve yakıt tüketimi ile ağır gövdeli bu araçları yeterince performansla buluşturan 1.6 BlueHDI 100 ve 120 beygirlik güç türevleri EAT6 şanzımanla eşleştirilebilecek. Crossover'dan ziyayde Sports Utility Vehicle tanımındaki gibi bir kullanım amacı hedefleniyorsa yeni bir motor seçeneği bizleri karşılıyor; 1.6 litre hacime turbo benzinli THP 165. Bu kadar iştahlı, içi yanan bir motorun yakıt masraflarından kaçınmak için ise 2 litre hacimli BlueHDI 150 ve 180 beygirlik üniteler bizim gibi vergi sistemi motor hacmine göre değil de emisyon değerlerine göre belirlenen ülkelere hitap etmek üzere mevcudiyetlerini sürdürüyorlar.





 3008 ile bir sonraki karşılaşmamız Eylül ayında Paris Motor Show'da olacak ve akabinde yıl sonunda muhtemelen öncelikle Batı Avrupa, daha sonrasında tüm dünyaya teslimatlar başlayacak.

21 Şubat 2016 Pazar

Maserati Levante


Premium/lüks spor otomobil üreticilerinin eninde sonunda geldikleri kaçınılmaz noktaya İtalyan üretici Maserati de geldi. 2011 yılından beri konsept olarak fuarlarda gezinen markanın ilk SUV modeli sonunda Levante ismiyle yollara çıkıyor.



 Ghibli platformunun ciddi bir modifikasyona uğramış hali olan Levante, özgün gövde hatlarıyla genelde sıkıcı çizgilere sahip olan SUV'lar içerisinde bir müstesna olmuş. Ön kısımda markanın kimliğini taşıyan büyük ızgaranın yanlarında daha önce başka modellerinde görmediğimiz yeni far grupları dikkatleri çekiyor. Levante'nin oldukça geniş ve büyük çaplı tutulan omuz kısmı, aracın etkiyelici görünümünde önemi büyük.



 Tamamı 3 litre hacimli V6 bloklardan oluşan motorlardan benzinli olanlar 350 ve 450 beygir güç çıkışlarına sahip iken dizel motorun güç/tork detayları henüz belli değil (eyvah emisyon!). 350 beygirlik benzinli ünite 0-100 km/sa hızlanmasını 6.3 saniyede gerçekleştirirken "en güçlüsünü, en hızlısını istiyorum" diyenler 450 beygirle bu hızlanmayı 5.3 saniyede gerçekleştirebilecekler. Az yaksın çok kaçsıncı tayfa ise dizel motorla bu hızlanmayı 6.9 saniyede tamamlayabilecek.



 Levante'nin bir SUV modeli olması hasebiyle Maserati'nin 4 tekerlekten çekiş sistemi Q4 'un standart olduğunu, yine tüm modellerde 8-ileri çift kavramalı otomatik şanzımanın geleceğini belirteyim.

Fiat Chrysler Automobiles Mirafiori fabrikasında üretimine başlanan Levante önce 2011'den beri -şayet ölen, kalan yoksa- bekleyen müşterilere ulaştırılacak.


20 Şubat 2016 Cumartesi

Ford Kuga 2017



Yıl başında düzenlenen Detroit Otomobil Fuarı'nda Kuzey Amerika versiyonunun makyajlısı tanıtılan Kuga veya Atlantik'in öte tarafındaki adıyla Escape, Avrupa için de yenileniyor.




 Ford'un tüm hızıyla sürdürdüğü yenilenme sürecinde sıra Avrupa'da en çok sattığı SUV/Crossover (hatta Edge henüz gelmediği için tek) modeli Kuga'yı yenilemeye geldi. Dış görünüme geçmeden önce müjdeli haberi vereyim; 1.5 TDCi 120 beygirlik yeni dizel motor bundan sonra Kuga'da da yalnızca önden çekişte olmak kaydıyla sunulmaya başlanıyor.





 Dış görünümde ilk olarak Edge'de rastladığımız yeni ve oldukça büyük bir ön ızgaraya kavuşan Kuga'nın arka farları markanın geri kalan modelleriyle pek bir alakasız şekilde Subaru Forester'ı andırıyor. Yeni renk seçenekleri ve 17, 18, 19 inç ebatlarında yeni alaşım jantlar da makyajla beraber yapılan değişiklikler.




 İç mekanda mekanik el freninin kaldırıldığını gördüğümüz yenilenmiş Kuga aynı zamanda Ford Avrupa'nın SYNC 3 bilgi&eğlence sistemine ilk kez ev sahipliği yapacak modeli oluyor. SYNC 3 ile beraber çok daha temiz ve akıcı bir arayüze kavuşan sistem aynı zamanda sektörün en yeni ve önemli gelişmelerinden biri olan Anroid Auto ve Apple CarPlay arayüzlerine de yer vermeye başlıyor.




 1.5 TDCi'dan başka, 2 litre TDCi ünitenin 150 beygir ve 180 beygirlik versiyonları FWD ve AWD çekiş sistemiyle tercih edilebilecek. Benzinli motor seçeneklerini oluşturan 1.5 EcoBoost'ta 150 beygir ve 182 beygirlik güç çıkışlarının yanında bu yıl yeni olarak düşük güç çıkışlı 120 beygirlik bir türev daha geliyor.

 Mart ayında Cenevre'de tanıtılacak yeni Kuga ülkemize ne zaman gelir sorusunu Otosan yetkililerine soracağım.

9 Eylül 2014 Salı

Jaguar XE

 Premium segmentte faaliyet gösteren İngiliz üretici Jaguar, tarihsel süreç boyunca Alman rakipleriyle kıyasıya mücadele eden bir firma olmuştur. 80'lerin sonundan itibaren Almanların Audi'nin de katılımıyla premium otomobil pazarında 3 büyük haline gelmesiyle birlikte Panterler de spor otomobillerin yanında 4 kapılı modellere yönelmişlerdi.


 Jaguar'ın rekabetin içindeki tarihine kısaca değinmeden XE'nin önemini anlamamız mümkün değildi. Üreticinin ilk giriş sınıfı lüks sedanı olarak konumlanacak yeni modelin rakipleri, pazarda pastayı neredeyse 3'e bölmüş BMW 3-Serisi, Mercedes-Benz C-Serisi ve Audi A4.


 Dış tasarımda ağbeyi XF ile benzer hatlara sahip modelin basık görünümü ve daha eğimli bir C sütunuyla yüksek bagaj paneline uzanan arka kısmı, Coupe görünümünü elde etmek için F-Type'dan esinlenilmiş. Ayrıca fotoğraflarda örneğini gördüğümüz araç XE S modeli olup, ön tamponda genş hava girişleri ve 20" ebatında alaşım jantlara sahip olduğunu görüyoruz.


 Alüminyum kullanımında diğer üreticilerinden bir adım daha önde olan Jaguar - Land Rover grubu, yeni XE'nin monokok şasisinde güçlendirilmiş Alüminyumu bir hayli yüksek oranda kullanmış. Bu zamana kadar yapılmış en hafif, en rijit ve sürüş dinamikleri en iyi olan Jaguar sedanını tasarladıklarını vurgulayan firma, aynı zamanda yakıt tüketimi, satın alım ve işletim maliyetleri gibi konularda da rakiplerinden aşağı kalmayacağını belirtiyor. Aracın geliştirilmesine emek harcanan bir diğer önemli konu da Jaguar'ın orijinal E-Type zamanından beri çok özen gösterdiği aerodinami konusu; yeni XE'nin hava sürtünme katsayısı Cd 0.26 olarak açıklanıyor.


 İç mekanda Jaguar'ın diğer tüm modellerinden biraz daha farklı çizgilere sahip kokpitin dikkat çekici yönleri; kapı panellerinden konsolun üst kısmına uzanan kavisli hat ve "dial-shifter" dediğimiz şanzıman kontrolörü. Bunun dışında bolca deri yüzey ve medya sisteminin bulunduğu orta konsolda piano-black kaplamanın etrafını saran metal çerçeveler iç mekandaki sportiflik ve lüks karışımını ortaya koyuyor.


 XE model ailesinin geri kalanının tanıtımı Paris Otomobil Fuarı'nda yapılacakken dün Londra'da gerçekleşen etkinliğe özel olarak performans modeli XE S tanıtıldı. Zaten sizlerle paylaştığım görseller de bu modele ait. XE S'in kaputunun altında F-Type'ın giriş seviyesi güç ünitesi olarak bildiğimiz 3.0 litrelik V6'dan 340 beygir üreten motor bulunuyor. S yani spor olmayacak modellerde Jaguar'ın uzunca bir süredir AR-GE faaliyetlerini yürüttüğü yeni Ingenium isimli 2 litre hacimli dizel ve benzinli üniteler yer alacak. Bu motor seçeneklerinden 2 litre hacimli turbo-dizel ünite 75 UK MPG (3.8 lt / 100 km) ve 99 g/km CO2 tüketim değerlerini elde edeceği söyleniyor.

6 Eylül 2014 Cumartesi

Audi A6 2015

Audi A6 ailesi, yaz başında makyaj geçiren A7 modellerine benzer bir güncellemeye kavuşuyor.

 Aracın dış tasarımında elden geçirilen parçaları sıralayacak olursak; yerleşimleri değiştirilen LED far grupları ve gündüz farları, köşeleri sivriltişmiş ve biraz daha büyük gibi görünmesini sağlayan krom çıtalarla vurgulanan yeni ön ızgara, ön ve arka tamponlarda hava giriş ve difüzör bölümlerinde ufak tefek değişiklikler. Tabi Audi'nin paylaştığı görsellerin çoğunun S-Line, S ve RS modellerinden örnekler olduğunu da vurgulamadan geçmeyeyim. Çünkü düşük donanımlı bir 1.8 TFSI veya 2.0 TDI aldığınızda bu çekici görünüme kavuşacağınızın garantisi yok.

 İç mekana geçtiğimizde konsol ve koltukları kaplayacak yeni renk ve malzeme seçenekleri eklenirken, havalandırma ve masaj fonksiyonlu ön koltuklar yenilikler arasında. Google haritalar ve LTE 4G bağlantı desteği gibi özellikleri bulunan infotainment sistemi de güncelleme listesindeki başlıklardan bir diğeri.

 A6 ailesi dediğimizde karşımıza çıkan modeller ve onlara güç veren motorlar ayrı bir derya, ayrı bir deniz. Bu konu başlığında yapılan güncellemeler 1.8 TFSI ve 2.0 TDI gibi çok satan giriş seviyesi motorların yakıt tüketimi ve CO2 salınımlarının azaltımıyla ilgili.

 Diğer yanda daha önce sizlere haberini vermiş olduğum Clean Diesel ya da Ultra Models olarak isimlendireceğimiz yeni 3.0 TDI motorlar, Sedan ve Avant gövde tiplerinde Competition özel modelleriyle satışa sunulacaklar.

 Paris Auto Show'da ilk kez basın mensupları karşısında boy gösterecek yeni A6 ailesi akabinde öncelikle Batı Avrupa ülkelerinde satışa sunulacaklar.
 

11 Mayıs 2014 Pazar

Audi yeni 3.0 TDI motor ailesini tanıttı

 Ingolstadt'lı üreticinin otomotiv endüstrisinde çığır açan direkt enjeksiyonlu ve turbo beslemeli dizel motoru çeyrek asrı geride bırakırken TDI teknolojisinin gelişimi durmaksızın devam ediyor. Audi geçtiğimiz 8-9 Mayıs tarihlerinde düzenlenen Viyana Motor Sempozyumu'nu yine boş geçmedi ve yeni 3.0 TDI güç ünitesi ailesini tanıttı.



 Dizel motorun gücü ve kullanışlılığını dünyaya tanıtan ilk motor 2.5 R5 TDI ardından Audi, takip eden yıllarda bu motorun ürettiği güç skalasını 2.0 I4 TDI ünitesine emanet etmiş ve Allroad, A6, A7, A8 ve Q7 gibi ağır siklet modeller için ilk kez 2004 yılında üretim bantlarından inen 3.0 V6 motoru kullanmaktaydı. 10 yıldır hizmet veren bu motor ailesi artık hem BMW kanadından gelen 3 litre V6 dizel motorların performans-tüketim değerleriyle rekabet etmekte zorlanırken hem de 2015'tan sonra geçerli olacak EU6 emisyon normlarını tutturamıyordu. Yeni geliştirilen 3.0 TDI motorla bu sorunlara çözüm bulunmuş ve Audi'nin eli güçlenmiş.

 Audi, egzoz beslemeli turbo şarjlı direkt enjeksiyonlu yeni 3.0 TDI motorların iki farklı güç çıkışı olacağını belirtiyor; 160 kW (218 beygir) ve 200 kW (272 beygir). Karşılıklı 90 derecelik açıyla yerleştirilen 6 silindirli motorun tam hacmi 2,967cc olarak açıklanıyor. Modele göre farklılık göstererek 600 Nm'ye kadar maksimum torka sahip olacak yeni motorlarda artan güç ve tork değerlerinin beraberinde %13 daha az yakıt tüketecekleri vurgulanıyor.

 Dizel motorlardan çıkan yoğun kokulu kara dumana karşı özel bir fobileri olan(!) Kuzey Amerika pazarını da gözeterek "Clean Diesel" sloganı adına yapılan geliştirmelerde Audi'nin katalitik konvertör, partikül filtresi ve SCR enjeksiyon parçalarını tek bir gövdede birleştirerek yanma reaksiyonun son halkasına eklendiği belirtiliyor.

 Değişken geometrili turbo, yeniden tasarlanan krank mili, sürtünme katsayısı azaltılmış piston yuvaları ve termal yönetim sistemleri sayesinde yeni 3.0 TDI motorla gelecek Audi'ler 100 km'de 15g daha az CO2 salacaklar.